17 Kasım 2012 Cumartesi

7 Haziran 2012 Perşembe

Yol karalamaları

   Yolculuklarım yorgunluklarımı acıtır oldu. Sessizliklerim yalnızlıklarımı acıtır mı bilmem ama suskunluklarım gülüşlerime dokunur oldu. Elde var hayat dediler, elimizden birer birer dökülenler hayatımızı eksiltir oldu. Sevgiler sevmeleri çoğaltır sandım her seferinde daha da canımı acıtır oldu. Gözler vardı içime doğan, gözler vardı içime akan, sözler vardı sonsuzluğa uzanan, sözler vardı sonsuzlukta boğulan . Sonunda sözler gözlerimi boğar oldu, yok oldu.

Cenaze fotoğrafçısı

      Cenazelerde fotoğraf çekmeyiz biz. Siz hiç duydunuz mu cenaze fotoğrafçısı? Yaşam denen yolun en ağır dönemecidir belki de ölünlere şahit olmak. Evlilik, doğum, mezuniyet bu yoldaki başka dönemeçlerdir ki buralardan geçerken mutlaka bir kare bırakırız arkamızda
      Biz cenazelerde fotoğraf çekmeyiz. Çünkü ölüm denen fotoğrafı aklımızda herhangi bir yere yerleştiremeyiz. Zihnimizde hiçbir yer kabul etmek istemez o fotoğrafı.
      Cenazelerde fotoğraf çekmeyi düşüneniniz oldu mu hiç? Sanırım bir haber muhabiri değilseniz cevabınız hayırdır. Yaşamımız her zaman ki hırslarıyla devam ederken bir ölüm haberi bizi içinde bulunduğumuz gerçek olmayan gerçeklerden sıyırıverir. Bu nedenlerdir ki hayat telaşına kapılmış her insan için bir durak hazırlar cenazeler. Bu durakta  birden geçmişi, geleceği, varlığı, yokluğu, hırslarımızı, aşklarımızı, başarı sandığımız başarılarımızı kısacası her şeyiyle dünyayı sorgular buluruz kendimizi. Ve o vakitte "an" önemini kaybeder ve geriye bir kare bırakmayı düşünen bile olmaz.

29 Mart 2012 Perşembe

http://film-merkezi.com/film-7913.html
burada da şarkının söylendiği film anlatılmış. Hey gidi eski Türk filmleri:)

İşte o şarkı

Her iş günü gibi saat sabah sekizi gösterirken telefonun zili çalmaya başladı. Ve her zamanki gibi 5 dk ertelemeyi haketmişti.10 dk ertelemeyle sıcacık yorganımı,yatağımı, yastığımı bırakabilmeyi başarmıştım. Evden çıkmam için tam yarım saatim vardı. Giyinme, saç, makyaj, kahvaltı. Bunlar için sadece ve sadece yarım saat.  Yataktan çıkar çıkmaz hemen banyoya koşmak yerine ilk işim televizyona koşup uydu radyosunu açmak oldu. Dün keşfettiğim radyoyu hemencecik dinlemek istiyordum. Avrasya Fm. Radyonun adından bi cacık çıkmaz gibi düşünülse de benim için yeme de yanında yat cinsinden. Sabahtan akşama kadar 45lik çalıyor. Tanrım rüya gibii:) Neyse bi yandan işlerimi hallederken bi yandan da güzel güzel şarkılar çalıo, her çıkan yeni parçada kendimi daha mutlu hissediyorum . Derken bi şarkı çıktı. Çok eskilerden geliyor ses belli. Ama nası beğendim nası beğendim:) Neyse adetimdir ki hemen şarkının birkaç sözünü ezberlerim ki googleda arayabileyim. Neyse şarkı bitti ama benim internete girecek vaktim kalmamıştı. Her zamanki adetimi bozmayarak evden koşarak çıktım. gün boyu aklımda çalıyorum şarkıyı. Neyse gün bitti ve eve geldim. Bilgisayarın başına oturdum şarkıyı tam arayacağım ki şarkı aklımda yok!! Bana hafızamın bi oyunu mı bu?? Ikınıyorum, gözlerimi sımsıkı kapatıyorum... yok gelmiyor aklıma. Derken 1 saat gözümü kapatıp hindi gibi düşündüm. Kar etmedi. Neyse dedim kalktım bilgisayarın başından. Zaman geçti, bi baktım aklımın içi kendiliğinden o şarkıyı söylüyor:) Sonunda buldum:) İşte o şarkı bu şarkı.bilenler bilir ya da (bıkanlar bilir diyeyim:) bi şarkıyı sevdiysem bıkmadan yüzlerce kez dinleyebilirim. Bunu kaç kere mi dinledim?? Saymadım ama önemi yok hala sıkılmadım:)

26 Mart 2012 Pazartesi

Selanik Gevreği

      O kadar yiyin kardeşler yiyin dedik ama kendimle çelişmeye geldim müsadenizle:) Tabi isteyen dilediği kadar yiyebilir ama kilosuna dikkat eden ama bir şeyler atıştırmaktan vazgeçemeyenler için müthiş bir önerim var.
      Günlerden bir gün yolda yürürken ilk önce gözlerim ve dahi sonra ayaklarım beni yanından geçtiğim bi pastanenin içine sokuverdi. Kurabiyeler pastalar arasında gözüm dönmüşken hangisinden 5 kilo alsam:) diye düşünürken aklımdan geçtiki hani şöyle diyet gibi bi kurabiye olsa diye. Neden olmasın diyerek pastaneciye sordum ve bana içinde kuru meyvelerin olduğu peksimet tarzında "Selanik Gevreği"ni önerdi. O gün bugündür favorimdir:) Bunu her pastanede bulamayabilirsiniz. Hadi buldunuz diyelim iyi bir fırındadn çıkmış çıtır bir selanik gevreği değilse tadını almanız mümkün değil. Ama tazesini ve içi bol malzemelisini bulduysanız yemeyin yanında yatın:)
    Güzel demlenmiş bir çay ve fiskos yapılabilecek bir arkadaşlar iyi gider:) Afiyet olsun.
     Yiyin kardeşim yiyin. Korkmayın yiyin. Diyet, perhiz, rejim gibi faaliyetler hedefte Türk delikanlılarının ve genelde de Türk milletinin devamını engellemek için gündeme getirilmiş şuurlu bir düzmecedir. Gaye eskiden bir koyunu bir oturuşta götüren dev gibi babayiğit atalarımızı ve tarlada doğum yaptıktan sonra bebeğini kundaklayıp elde orak tarlada çalışmaya devam eden Türk kadınılarını kalori hesaplayan hapşırınca yatan, FİTNES ve AOROBİK yapan çıtkırıldım tiplere dönüştürmek ve Türkleri Çinliler Japonlar gibi sıska zayıf ve sağlıksız bir ırk haline getirmektir:) 
       Devamını da siz izleyin:) Bundan sonra İskender yemeyen ölsün. Adam haklı beyler:)